KISA TARİHİ TİRE
- Comments:
- 0
Nevruzda, akşamdan sardıkları dolma dolu tencereleri taşıyan kadınlar ve uçurtmalarını sıkı sıkıya tutan çocuklar, Balım Sultan Türbesi’ne gitmek üzere, çivit mavisi ya da sarıya boyalı evlerinden akın akın çıkarlar. Yolda giderken, Tirelilerin yıllar boyunca, camilerin tuğlayla örülmüş minarelerine yakıştırdıkları isimleri, tereddüt etmeden sıralarlar. Karahasan Camii “mısır koçanı”, Tahtakale Camii “zencirek”, Hüsamettin Camii “kırık yiv”, Mehmetbey Camii “kilim”, Kurt ve Doğancıyan Zaviyesi “çam kozalağı”diye bilinir. Nevruz günü, “Evde oturanı döverler” diye şakalaşır Tireliler. Düğün, dernek, şenlik olmasa da, bir çıkış yolu bulurlar. Dağlara vurup, Bozdağ manzarasına karşı bir bira açarlar .
Düğün dernek olduğunda, çıkış yolu, emekli öğretmen Ahmet Uygunoğlu’nun, Hocam Kiralama Servisi’dir. Ahmet Bey’in dükkanında yemekli yemeksiz, neşeli ya da hüzünlü, her olay için her şey kiralık. Sokağa park edilmiş 1962 model, açık mavi Opel… Ahmet Bey’in baba mesleğine kattığı değişikliklerden biri, tahta sandalyelerin yerini alan plastik sandalyeler… Koca bir depo, keşkeğin piştiği kazanlar, keşkek tokmakları, çatallar, bıçaklar, masalarla dolu.
0 Comments